17 Şubat 2008 Pazar

ÖRMENİN TARİHİ NEREYE DAYANIR

Örme tekniğinin geçmişi belki de dokumadan bile önce gelir. XVI.yüzyıla gelinceye kadar yün çoraplar, başlıklar ve benzer giysiler el ile örülerek üretilmiştir. Örme ürünlerin yaygınlaşması ancak mekanik örgü makinesinin bulunmasından sonra olmuştur. XVI. yy.da örülmüş eşyaya karşı talebin hızla artışı örmenin mekanikleştirilmesi için itici bir güç olmuştur.
Örgü makinesi, 1539’da İngiltere’de Nottingham yakınındaki Culverton köyünün papazı olan William Lee tarafından bulundu. Dokuma tezgahına oranla çok daha karmaşık olan bu makine pedal ve kasnakla çalışmaktaydı.
Zamanla Lee, belirli biçimlerde parçaların örülmesine olanak sağlayan bir sistem geliştirmiştir. Örme işleminin belirli bir basamağında tezgahtaki belirli kancalar çekilerek işlem dışı bırakılıyordu. Örgü makinesı 12 yaşındaki bir çocuk tarafından kullanılabiliyor ve ilk biçimi ile elle örmeye oranla on onbeş kez daha hızlı örüyordu. Bununla birlikte makine tam otomatik değildi ve makineyi kullanan hem makineye gerekli gücü sağlıyor, hem de makinenin çeşitili bölümlerinin hareketini koordine ediyordu.
Lee makinesi için Kraliçe Elizabeth veya Kral I. James’den kendisine tekel sağlayan bir patent aldı ve daha sonra Fransa’ya geçerek Rouen’e yerleşti.
Örme makinesi 1765 yılında otomatik çalışır biçime getirilen kurdele makinesi ile birlikte, günümüzde çok karmaşık işlemleri yapan dokuma makinelerinin yapımında önemli bir adımdır.Yuvarlak örgü makineleri 1840’ta kullanılmaya başlanmış ve 1880’de dikiş kapama makinesinin de kullanılmaya başlanmasıyla seri bir biçimde çorap üretimi sağlanmıştır.
Örme tekniği ile kumaş üretimi 1950’li ve 1960’lı yıllarda artmaya başlamış ve buna paralel olarak da örme makineleri geliştirilmiştir. 1967 yılında örme teknolojisindeki güvenirlilik ve gelişim doruğa ulaşmıştır. Bu dönemde dokumacılığın giderek ortadan kalkacağı ve yerini örmeciliğin alacağı ileri sürülmeye başlanmıştır.Bu dönemde sentetik elyaftan yapılan ipliklerdeki gelişme, örme makinelerinin yayılmasına büyük ölçüde yardımcı olmuştur.Örme teknolojisi dokumanın rakipsiz sayıldığı erkek üst giysi alanını ele geçirmeye başlamıştır. Dokunmuş kumaşların arka plana itilmesi dokuma makineleri üzerindeki çalışmaları da olumsuz etkilemiş, çalışmalar örme makinelerinin geliştirilmesine ve üretim hızlarının artırılmasına kaymıştır.
Ancak 1975 yılında dokunmuş kumaşlar yeniden önem kazanmaya başlamış, ev kadınlarının yeniden dokunmuş ürünlere yönelmesi sonucunda dokumacılık kaybettiği pazarları yeniden kazanmaya başlamıştır.Bunun yanında, endüstriyel kumaş üretiminde dokumanın yerini örme kumaşların alamayacağı da görülmüştür. Dokuma işleminin bulunuşundan beri buna form ve üretim bakımından bir alternatif aranmı ancak bulunamamıştır.
Dünya kumaş üretimi 1970 yılında 20,7 milyon ton iken bu miktar 1982’de 32 milyon tona ulaşmıştır.

Hiç yorum yok: